Yanlış Kurban / Yusuf Z. Sütcü

’’Öykü’’

YANLIŞ KURBAN

  Kadir, hemen önünde durduğu apartmanın 4. katında bulunan sevgilisi Heidi’nin 2 odalı dairesinin merdivenlerini hızlı adımlarla çıkmaya başladı. Heidi’in oturduğu dairenin kapısının önünda duran Kadir, kapının üzerinde iki küçük vida ile monte edilmiş küçük bir levhada ’Heidi Jörgensenismine bir kez daha göz attı.

  Sevgilisi  Heidi’nin  yarım saat kadar önce çalıştığı kreşten çıkarak eve gelmiş olduğunu hesaplayan Kadir, kapının zilini 15-20 saniye boyunca basılı tuttu.  

  Kapının zilinin sesini bulunduğu banyodan duyan Heidi, bu saate hiç bir kimse ile bir randevusu olmadığını hatırladı ve bir komşusunun zili  çalmış olabileceği kanaatine vardı.

  Genç kadın, sevgilisi Kadir ile en son görüştüğünde şayet; Kadir kendisine çeki düzen vermediği takdirde bundan böyle kendisi ile ilişkisine son vereceğini söylemişti.

  Kadir kapının ziline birkaç kez daha basmasına rağmen, içerden herhangi bir ses gelmediğini görünce kuşkulanmaya başladı.

  Heidi’nin işten eve geldiğine kesin olarak inanan Kadir, kapının gözetleme deliğinden içeriye bir göz attığında içerideki ışığın yandığını hemen fark etti. Kadir sevgilisi ile olan ilişkisinin oldukça sallantıda olduğunu hissediyordu zaten, fakat Heidi’yi ölesiye sevdiğininden de kesin olarak emindi.

  Sevgilisi ile kötü giden ilişkileri hakkında konuşmaya gelen Kadir kapının açılmadığını görünce oldukça korku ve endişeye kapılmıştı.

  Son görüşmelerinde Heidi’nin evine taşınmayı ve daha sonra onunla evlenmeyi önerdiğinde, buna karşı olarak  devam etmekte  olduğu Pedagog okulunu bitirmeden bunun mümkün olamayacağı cevabını almıştı.   Bir meslek sahibi olmadan evlenip bir yuva kurmanın doğru olmayacağını söylemişti sevgilisi. Kadir, sevgilisinin her görüşmelerinde eğitimin öneminde bahsetmesi bayağı canını sıkıyordu onun.

  Öte yandan Kadir, 19 yaşındaki kız kardeşi Ayşe’nin 2 yıl önce evi terkedip kaçmasından çok etkilenmiş ve evi terkedip kaçan  kız kardeşine oldukça öfke duyuyordu. Kadir’in anne ve babası kızkardeşi  Ayşe’yi zorla kuzeni ile evlendirilmek istemiş, fakat buna karşı Ayşe devam ettiği hemşirelik okulunu bitirmek istediğini öne sürerek bu evliliğe karşı çıkmıştı.   

  Kadir’in ailesi iç anadolu bölgesindenden gelmişlerdi. Kürt olmalarına rağmen, çocukları ile kürtçe değil kendileride iyi bilmemelerine rağmen türkçe konuşuyorlardı.

  Kadir ve Ayşe kürtçe konuşamıyorlardı yine türkçe yi de tam öğrenememişlerdi. Her ikisi de daha çok kendilerini danimarkalı olarak hisediyorlardı. Fakat Kadir, arkadaşlarından etkilenerek daha çok, islami bir kimliğe sahip olmuştu. Genellikle diğer ortadoğu ülkelerinden gelmiş olan yabancı kökenli gençlerle arkadaşlık yapıyordu ve arkadaşları ise ufak tefek kriminal suçlar işleyen gençlerdi.

  Bu gençler bir taraftanda aşırı islamcı dernek ve camiler gidiyor ve  hocalardan vaazler dinliyorlardı. Bu gençler arasında kürt olmalarına rağmen bu kimliklerinin farkında olmayan çok sayıda kürt gençleri de vardı.

  Kadir ilk okula giderken, bir kürt öğretmenin, onun kürt olduğunu farketmesi üzerine, onunla ilgilenmek istemiş fakat öğretmenin bu çabaları sonuçsuz kalmıştı. Zaten aile içerisinde bu konuda herhangi bir sohbet olmamıştı o güne kadar.

  Annesi daha çok türk televizyonlarında aile sorunlarının konu edindiği programları izliyor, öte yandan babası ise genellikle dini konuların işlendiği programları izliyordu.

  Ailesinde ortaya çıkan bu problem konusunda nasıl bir tavır alacağını bilemeyen Kadir, ailesinin bu konuda aldığı kararı desteklemiş ve bu evliliğin gerçekleşmesinde ısrar ediyordu. Yine ailesi ile şiddetli bir tartışma yapan Ayşe, okula gidiyorum bahanesi ile ardından hiçbir mesaj bırakmadan evi terkederek bir daha eve dönmedi.

  Bu olaydan çok etkilenen anne ve babası, yıllarca kızlarının eve döneceği beklediler.

  3 gün boyunca kızlarının gelmesini bekleyen anne ile baba en sonunda polise giderek kızlarının kaybolduğunu söylediler. Kızlarının başına bir şey geldiğininden endişe duyduklarını söyleyerek Polisten yardım istediler  

  Polise gitmelerinden 2 gün sonra kendilerine telefon eden Polis, Ayşe’nin hayatta olduğunu ve bundan böyle ailesi tarafından rahatsızlık edilmek istemediğini söyledi onlara. Polis, 19 yaşındaki bir kadının artık mükellef olduğunu ve bundan böyle kızlarının kararına saygı göstermelerini istedi onlardan. Ayşe’nin bundan böyle yanlız yaşamak istediğini duyan aile, kızlarının henüz 19 yaşında küçük bir kız olduğunu öne sürerek Polisin kızlarını eve getimemesini ırkçı bir hareket olarak değerlendirdiler.

  Kadir, kız kardeşinin evden gitmesinin üzerinden 2 yıl geçmesine rağmen kız kardeşinin bu yaptığını unutmamış ve bunu ailesine karşı yapılmış bir hakaret olarak algılamıştı. Kız kardeşinin, kendi kültürlerine aykırı olan bu hareketini bir türlü afedemiyordu.

  Anne ve babası, her Ayşe’nin adı geçtiğinde böyle bir kızları olduklarından utanç duyduklarını ve böyle namussuzların dinden çıktıkları için cezalandırılmalarının gerektiğini Kadir’e doğru manalı manalı bakarak dile getiriyorlardı.

  Bu düşünceler içerisinde sevgilisinin oturduğu Bla plads sokağına bakan binanın önüne gelen Kadir, binanın arkasına doğru geçerek Heidi’nin oturduğu apartmanın 4. Katını gören Stengade sokağına girdi. 4. Katta, sevgilisinin evde olduğunu gösteren herhangi bir ışık görünmüyordu. Her iki genç sevgilinin ilişkileri son bir kaç aydır oldukça kötüye doğru gitmişti.

  Heidi, Kadir’in bir meslek sahibi olmasını istemesine rağmen Kadir buna pek istekli değildi. Kadir, bir diskotek’in kapı bekçiliği işinden oldukça iyi para kazanıyordu. Ayrıca, Faslı ve Pakistanlı arkadaşlarının getirip beraberce mahalle gençlerine gizlice sattıkları esrar satışından da çok iyi para kazanıyordu.

  Kadir, 4-5 dakika kadar sokağın başında bekledikten sonra gözetlemekte olduğu 4. katın ışıklarının yandığını gördü. Mobil telefonunu çıkaran Kadir, Heidi’ye telefon açtığı sırada bornoz giymiş ve başına bir havlu sarılı halde salona doğru gelmekte olan Heidi son anda telefonuna yetişerek açtı telefonunu.

  Kadir, telefonu açan sevgilisinin yanına gelmek istediğinin söyleyince, Heidi ise ertesi sabah erkenden saat: 6 da işe gideceğini söyleyerek redetti bu isteği.

  Kadir, sevgilisinin kendisini redetmesine çok sinirlenmiş ve bunu bir türlü hazmedememişti. Sevgilisi artık onu sevmiyormuydu yoksa ?

  İçine bir kuşku düşmüş ve kafasında binbir türlü düşünce geçiyordu.

  Bu düşünceler içerisinde, oradan uzaklaşarak arkadaşları ile sürekli olarak buluştuğu  Kafe’ye doğru yola koyuldu. Bir bira alarak bir masaya kurularak arkadaşları olan Muhammed ile Malik’e birer mesaj çekti.

  Çok kısa zaman içerisinde gelen arkadaşlarına da birer bira alarak sohbet etmeye başladılar.  Bir süre sonra, hep birlikte tuvalete giderek birer esrarlı sigara tüttürerek tekrar geri gelip yerlerine oturarak sohbetlerine devam etmeye başladılar.

  Kadir’in moralinin bozuk olduğunu farkeden arkadaşları, ısrarla bunun nedenini öğrenmeye çalıştılar.

  Kadir’in arkadaşları ısrarla, onun da Pazar günleri İngiltereden gelmiş olan kör imamın Nörrebro camisinde

yapacağı dini sohbetlere gelmesini istiyorlardı. Arkadaşları, dünyada  olup biten tüm kötülüklerin ortadan kalkmasının ancak ’ Hilafet’in ’ gelmesi ile mümkün olacağını ve bu konuda herkesin elinden gelen çabayı sarfetmesi gerektiğini belirttiler.

  Arkadaşları, Danimarka ve diğer avrupa ülkelerinde ırkçılığın gittikçe arttığını ve bunun nedeni olarakta  onların müslüman olmalarına bağlıyorlardı. Kadir, bu konuları fazla kafasına takmamakla birlikte arkadaşlarını kaybetmemek için onlara takılıyordu.

  Kadir, arkadaşlarının bu ısrarlarına karşı geleceğine dair söz verdi ve saat: 23 e kadar Kafe’de oturup eğlenmeye devam ettiler.

  Öte yandan banyosunu tamamlayan Heidi, mutfağa geçerek  derin dondurucudan 2 tane bifteği çıkararak dün açtığı şarap şişesinden bir bardak şarap alarak salona geçerek sofasına oturdu.

  Heidi, yemeğini erkenden yiyip en fazla 2 bardak şarap içip engeç saat: 21.30 da uyuyacağını sözünü verdi kendi kendine.

  Saat: 18.30 da Heidi’nin telefonu çaldı. Telefonun öbür ucunda bir yıldır kendisinden hiç bir haber almadığı büyük kardeşi idi. Erkek kardeşi Mogens, Nepal’de faaliyet yürüten bir yardım kurumunda danışman olarak çalışıyor ve 3 haftalığına tadil yapmak için sevgilisi ile Danimarka’ya gelmiş bulunuyordu.

  Mogens, şu anda ana tren garında olduğunu ve eğer müsaitse, Jutland adasındaki evine gitmek için saat: 01.30 da kalkacak treninin kalkışına kadar onu ziyaret etmek istediğii söyledi.

  Heidi, çok yorgun olmasına rağmen oldukça özlediği büyük abisinin gelebileceğini söyledi.

  Kısa bir süre sonra eve gelen Mogens uzun süredir görüşmediği kız kardeşine işinden ve özel hayatından bahsetmeye başladı. Mogens, Nepal’de bulunmaktan ve yoksul insanlara yardım etmekten çok memnun olduğunu ve orada yine başka bir yardım kurumunda çalışan Türkiye’li bir hemşire olan sevgilisi ile birlikte tadile geldiğini ve sevgilisinin şu anda bir kız arkadaşını ziyaret ettiğini ve daha sonra tren garında buluşacaklarını söyledi.

  Heidi, kendisinin şu anda geçici olarak bir kreşte çalıştığını ve daha sonra da Pedagog okuluna devam edeceğini söyledi. Yine, onunda Türkiye’li bir sevgilisi olduğunu ve sevgilisinin hayata bakışında sorunlar olduğunu ve şu anda ilişkilerinin pek iyi olmadığını söyledi abisine.

  Beraber yemek yedikten sonra şişede kalan şarabı içmek ve sohbete devam etmek  için, fazla büyük olmayan balkona geçip karşılıklı oturdular. Çok sıcak bir şekilde sohbetlerini sürdüren iki kardeş kahkahalar içerisinde sohbetlerine devam ettiler.

  Arkadaşları çıkıp eve giden Kadir, bir süre daha oyun makinaları ile oynayarak oyalandıktan sonra ceketini alarak dışarı çıktı. Artık yaz mevsiminin son günleri olmasına rağmen bunaltıcı bir hava ve her tarafı saran bir sessizlik çökmüştü.

  Eve doğru gitmeye niyetlenen Kadir sanki gizli bir el tarafından çekiliyormuş gibi eve gitmek yerine, Heidi’nin oturduğu eve doğru yönelmeye başladı. Öte yandan Heidi’nin bu geç saatte uyumuş olabileceğini de düşünen Kadir, sevgilisinin oturduğu evin salonundaki ışığın yanıp yanmadığını kontrol etmek için evin arka tarafındaki sokağa doğru yöneldi.

  Kadir bulunduğu yerden, sevgilisinin yabancı bir erkekle balkonda tatlı bir muhabbet ettiğini görür girmez beyninden vurulmuşa döndü. Sevgilisinin ona yaptığı bu ihaneti onu kalbinden vurmuş ve kalbi hızla çarpmaya başladı.

  Balkon tarfında gelen kahkahaları duydukça, son zamanlarda sevgilisinin ona karşı olan soğukluğunu anlamaya başladı.

  Kadir sevgilisinin ona yaptığı bu ihaneti bir türlü hazmedemiyordu. Sarhoşluğu hala geçmeyen Kadir bir sigara yakarak derinden bir nefes çekti ve artık herşeyini kaybettiği hissine kapıldı.

  Bir şeyler yapmalıydı.

  Hemen arkadaşı Muhammed’e bir mesaj çekti. Telefonu açık bir şekilde uyumakta olan Muhammet telefonun sesine hemen uyandı ve hemen diğer arkadaşları Malik’i arayarak, Kadir’in verdiği adrese doğru yola koyuldu.

  Her iki arkadaşıda hemen hemen aynı saate Kadir’in yanına ulaştılar.

  Yabancı bir erkekle oturup eğlenmekte olan sevgilisini arkadaşlarına gösteren Kadir’in arkadaşları, arkadaşlarının ne düşündüğünü hemen anlamakta gecikmedileri.

  Her üç arkadaş, bir taraftan balkonu gözlerken diğer taraftan da bir plan yapmaya başladılar. Yabancı erkeğin evde geceleyeciğini düşünen her üç arkadaş ne yapacaklarını tartışmaya devam ettiler ve bir süre sonra, Muhammed ile Malik’in eve giderek o yabancı erkeği cezalandırmayı planladılar.

  Bir süre daha beklemeye devam eden üç arkadaş tam evin kapısına doğru gidecekleri esnada, balkonun ışığının söndüğünü ve her iki şahsın da salona geçtiklerini gördüler.

  Heidi, Mogens’in tren kalkış saatinin yaklaştığını hatırlatması üzerine birlikte salona geçmişlerdi.

  Her üç arkadaşta binanın giriş kapısının önüne geldikleri sırada, içerdeki koridor işığının yandığını gördüklerinde hemen yan taraftaki sokağa geçerek dışarı çıkmakta olanların oradan gitmelerini beklediler.            Birkaç saniye sonra dışarı çıkan Heidi ile yanındaki erkeği tanıyan Kadir, arkadaşlarına el işareti ile beklemelerini söyledi.

  Yolun karşı tarafına geçen iki kardeş biraz daha yürüyerek Mogens’in taksiye binmesi için bir taksi durağında beklediler. Birkaç dakika daha taksi bekleyen ve herhangi bir taksinin gelmediğini gören  Heidi kardeşi ile vedalaşarak evine doğru yürümeye başladı.

  Bu olup bitenleri bulundukları yerden izlemekte olan her üç arakadaş,  hızla taksi durağında beklemekte olan Mogens’e doğru yöneldiler.

  Hiç bir şeyden habersiz beklemekte olan Mogens’in arkasına geldiklerinde Muhammed, Mogens’in boynundan aniden  tutarken arkadaşı Malik ise hızla öne doğru geçerek elindeki biçağı savurmaya başladı.

  Her taraf kan içinde kalmış ve her üç arkadaş yayan olarak yıldırım hızıyla  olay yerinden kaçarak bir kaç saniye içinde ortadan kayboldular.

  Olaydan bir kaç dakika sonra yerde yatan cesedi gören bir genç hemen polisi ve ambulansı aradı. Olay yarine bir kaç dakika sonra gelen ambulans, zaten olay yerinden fazla uzak olmayan hastaneya doğru hızla yola koyuldu.

  Saat: 03.30 sıralarında  Mogens’in anne ve babasını arayan Polis, Mogens’in can verdiğini söyledi onlara. Onlar da hemen Heidi’yi arayarak olup biteni anlattı ona.

  Mogensin böyle hiç bir neden yokken öldürülmesi, hem Polis ve hem de aileyi şaşkına çevirmişti.

  Ertesi gün çıkan günlük gazeteleri bu cinayet haberini okuyan üç arkadaş, ilen kişinin Heidi’nin erkek kardeşi olduğunu okuyunca şok oldular.

  Olaydan hiç haberi yokmuş gibi Heidi’ye telefon eden Kadir, haberi duyunca oldukça üzülmüş numarası yaparak Heidi’nin üzüntüsüne ortak olmaya çalıştı.

  Heidi ise, anne ve babasının da cenazeyi oturdukları şehre götürüp defnetmek için Kopenhag’a geleceklerini söyledi.

  Kadir’in bu samimi duygularından oldukça etkilenen Heidi, önümüzdeki pazar günü Horsens şehrinde yapılacak olan cenaze törenine birikte gitmeyi teklif etti Kadir’e.

  Pazar günü sabah saat: 07 de birlikte merkez tren istasyonunda trene binerek, saat: 10 da yapılacak olan cenaze törenine yetişmek için yola koyuldular.

  Heidi’nin tüm aile, siyah giysiler giymiş şekilde ve üzgün bir yüz ifadesi ile cenaze merasimine gelmişlerdi. Heidi, Kadir’i kendi ailesinin üyeleri ile tek tek tanıştırmaya başladı. Kadir hepsine tek tek başsağlığı diliyerek

üzüntülerini dile getiriyordu.

  Heidi törenin ortalarına doğru Kadir’e  dönerek, merhum kardeşi Mogens’in Nepal’de birlikte çalıştığı nişanlısını tanıştıracağını söyledi.

  Biraz ileride kalabalığın arasında siyahlar giyinmiş ve ayakta olan kadına doğru giderek hemen önünde durdular;

  –  Merhaba Ayşe, bak bu da senin gibi Türkiye’den gelen benim sevgilim Kadir’i  seninle tanıştırayım.

   Kadir ile Ayşe’nin bakışları,  uzun bir süre öylece havada asılı kaldı.

Yusuf Z. Sütcü

Kopenhag, 3.Mart.2021