ANADOLU’DA ÇİFTÇİNİN DURUMU

qrf

Eskiden Konya bizim tahıl ambarımız derlerdi, ama ne yazık ki bugün Konya bu konumdan çok uzak.

Hükümetin tarım politikaları yüzeysel, günü kurtarmanın dışında her hangi bir bilimsel ve eğitsel çalışması bulunmuyor ve çiftçilerin daha az maliyetle kaliteli ürün yetiştirmeleri için programları bölgeye baktığımızda yok denecek derecededir.

Kürtçe’de şöyle bir deyim var: “Ê we ne cut (cot) ajotine , ê we cotyar kuştine.” Yani “Sizinki çift sürmek değil, sizinki çiftçiyi öldürmek.”

Mevcut hükümetin yaptığı da tam budur. AKP ve MHP hükümetinin bir tane icraatı var; çiftçilere yılda bir kez mazot desteği veriyor, ancak on kez mazota zam yapıyor.

Hükümetin çiftçiler için herhangi ciddi bir plan ve programı görünmüyor. Çiftçinin daha kaliteli ürün yetiştirmesi ve daha az maliyetli olması için bir projeleri görünmüyor.

Çiftçiler kendi haline terk edilmiş durumda, çiftçinin ekim masrafları on katına yükseldi ve çiftçi bununla mücadele ederken halen zam üstüne zam geliyor.

Anadoluda hükümetin yanlış tarım politikaları çiftleri bitirme aşamasına getirdi.

Nasıl mı?

Anadolu’da bir dönüm tarlanın ekim maliyeti gelen zamlarla birlikte 500 –800 Tt’yi buluyor. Bu yüksek maliyeti karşılayamayan çiftçi, tarlasını icara vermek zorunda kalıyor. Bunun anlamı; tarlaların gelirinin masraftan sonra kalan kısmının, icara verilen kişiyle papaylaşmtır. Ürün iyi de olsa , kötü de olsa çiftçi paylaşmak zorunda.

AKP-ve MHP Hükümeti , çiftçilerin daha kaliteli ve daha çok tahıl kaldırmalarını teşvik etmediği için çiftçi maliyetlerini de karşılamada zorlanıyor.

Hükümet adeta çiftçiyi cezalandırıyor , ülkenin tahıl ihtiyacını dışardan karşılıyor.

Hükümet, çiftçiyi ürününü tüccara satmaya mecbur bırakıyor. Çiftçi onbir ay bekliyor, fakat ürününü satacak belirgin bir devlet kurumu bulamıyor. Toprak Mahsulleri Ofisi bir ay sonra rendevu veriyor ve satılan buğday ve arpanın parasını kırkbeş gün sonra ödeyeceğim diyor.

Hükümet böylelikle çiftçiyi tüccara mecbur bırakıyor ve buğdayın Toprak Mahsülleri Ofisi’nden alım fiyatı 8.250 TL iken, tüccarın alım fiyatı 5 TL’dir.

Çiftçiler için kurulmuş olan sivil toplum kurumları, Ziraat Odaları, Tarım Kredi Kooperatifleri ve benzeri kurumlardan ses seda yok. Burada çalışanların maaşı, çiftçilerin kesintilerinden ödeniyor ama AKP’nin birer memuru gibi çalışıyorlar. Unutmayalım, bu temsilcileri çiftçiler seçiyor.

Dünyanın bir çok yerinde çiftçiler örgütlü ve haklarını demokratik yollardan arıyorlar.

Hükümet gibi muhalefetin de tarım politikalarının olmadığı her alanda kendisini gösteriyor.

Sözün kısası; yukarıda belirtilen gerçekler, üreten bir toplumdan tüketen bir topluma dönüşmenin yansımalarıdır.

Platforma Kurdên Anatoliya Navîn