Serrûpel Dîrok Lekolîn Asaf Koçak’ın yaşam öyküsü beyaz perdeye taşınıyor.

Asaf Koçak’ın yaşam öyküsü beyaz perdeye taşınıyor.

Asaf Koçak’ın yaşamı belgesel oldu

Yönetmen Keremo (Kerem Tekoğlu) Sivas Katliamı’nda hayatını kaybeden karikatürist Asaf Koçak’ın yaşam öyküsünü “Dino” (Deli) isimli belgesel ile beyaz perdeye taşıyor.

İlginç yaşam öykülerini belgesellerle izleyicilere aktaran yönetmen Keremo, şimdi de Sivas Katliamı’nda katledilen karikatürist Asaf Koçak’ın hayatını beyaz perdeye taşıyor. Keremo, karikatürlerinde Türkiye’deki erk sistemini ve gericiliği eleştiren Koçak’ın tam da büyük bir tehlike olarak dikkat çektiği zihniyet tarafından katledildiğine işaret etti.

Keremo, “Çizimleriyle ateşe ve ölüme adeta meydan okuyordu” diye tarif ettiği “Dino” lakaplı Asaf Koçak’ın sıra dışı yaşamını ANF’ye anlattı.

Asaf Koçak kimdi?

Asaf Koçak 1958’de Yozgat’ın Yerköy ilçesinde, Kırşehirli Kürt bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Ailesi Reşwan aşiretinin Şêxbilan kolundandı. Sıra dışı oluşuyla çocukluk yıllarında mahalle baskısına maruz kalan Koçak, bu ortama küçük yaşlardan itibaren yaptığı çizimlerle başkaldırmıştı. Bir aşk ve isyan başlangıcı olarak nitelendirdiği karikatürü, İstanbul Davutpaşa Lisesi’nde olgunlaştırdı. Kırşehir Eğitim Enstitüsü’nden mezun olduktan sonra 4 yıl kadar Sivas ve Adıyaman’da öğretmenlik yaptı. Daha sonra memurluğun kendisine göre olmadığına karar verip istifa etti ve bütün yaşamını karikatüre verdi.

Hayatını kaybeden birçok aydın gibi Pir Sultan Abdal Kültür Derneği’nin Sivas’ta organize ettiği şenliklerde karikatür sergisi açmak için gitmişti. 2 Temmuz 1993’te çizimlerinde defalarca büyük bir tehlike olarak dikkat çektiği yobaz zihniyet tarafından katledildi. Henüz 35 yaşındaydı ve çizimleriyle ateşe ve ölüme adeta meydan okuyordu.

Nasıl karikatürler çiziyordu?

Türkiye’deki erk sistemini, siyasetteki din sömürüsünü ve gericiliği eleştiren çizimler yapıyordu. Mesela yobazlığı, bir gericinin karanlığı aydınlatan ışığa kurşun sıkmasıyla resmetmişti. Kadının erkek egemen sistem tarafından cinsel bir obje olarak kullanılmasından tutun iktidarın erkeğe yaptığı şiddeti erkeğin kadına yöneltmesine kadar. Kürtlere yapılan zulme dikkat çeken birçok karikatürü döneme damgasını vurdu.

Belgeselin adını neden “Dino” koydunuz?

Ele avuca sığmayan bir kişiliği vardı, o nedenle annesi ona hep “Dino” derdi. Kendisi de annesinden kalan bu lakabı hep kullandı; birçok karikatürünü de “Dino” ismiyle imzalamıştır.

Belgesel için nasıl bir yol izlediniz?

Belgesel çekimleri sırasıyla Yozgat Yerköy ilçesi, Kırşehir, Ankara, İstanbul, Didim ve Almanya’da gerçekleştirildi. Aile, yakınları ve Sivas Katliamı’nda sağ kurtulup son nefesine kadar yanında olan arkadaşlarıyla konuştuk. 5 aylık bir çalışmaydı. Belgeselin görüntü yönetmenliğini Mehmet Ali Baran ve Erhan Örs yaptı.

Belgeselde donmak ve yanmak gibi bir metafora dikkat çekmişsiniz. Bunun arka planı var mı?

Bahsettiğiniz metaforun Asaf Koçak’ın yaşam öyküsüyle bire bir alakası var. Şöyle ki; Sivas’ta öğretmenlik yaptığı dönemde, karda donmak üzereyken arkadaşları tarafından son anda kurtarılır. Ancak Sivas’ta donmaktan kurtulan Koçak, yıllar sonra yine aynı Sivas’ta, geride bugüne ışık tutan birbirinden önemli karikatürler bırakarak, çokça eleştirdiği zihniyet tarafından yakılarak katledilir. Yazarların, çizerlerin, gazeteci ve aydınların yoğun baskı altında tutulduğu böylesi bir dönemde, Asaf Koçak’ın yaşam öyküsünü bir kez daha hatırlatmayı bir görev saydım. Çünkü karanlığa ışık tutanlar daima yaşayacaktır.