Değerli arkadaşım H. Mehmet Bozdağ’a cezaevine mektup yazdım. Kendisi, uzunca 4 sayfa cevap göndermiş ve sayfa sayfa köşemde yayınlamaya karar verdim.
Merhaba Ahmet arkadaş,
Mektubun güzel bir süpriz oldu. Haber almak , iyi olduğunu bilmek gerçekten sevindirici. Zaman zaman selamınıda alsam, ilk elden , doğrudan selamını almak ayrı bir güzellik. Ayrıca beni şaşırtan bir yanda, bu salgın çıktığından beri mektuplar çok aksıyarak geliyordu. Tedbir amaçlı 2-3 günde cezaevi ideresi bekletiyordu. Senin mektubun yedinci gün elime ulaştı. Konya’dan İzmir’den iki haftayı buluyor gelmesi Danimarka daha mı yakın .
Salgın dolayısıyla hergün koğuşumuzu çamaşır suyuyla dezennfekte etmeye alışıyoruz. Temizlik konusunda salgından önceden çok hassastık zaten ,tabi tüm tutukluların, cezaevi iderasinin hassas olması gerekiyor. En önemliside tedbir amaçlı herkesi kendi evinde karantinaya alması gerekiyordu. Tüm ülkeler izinli bırakırken bizde de bıraktılar. Bırakılmamız için tecavüzcü, istirmacı paylaşım yapan , tacizci, katil hırsız, uyuşturucu, dolandırıcı olmamız gerekiyormuş. Düşünce ‘’suçlusu’’ sosyal paylaşım yapan, tweettatan, gazeteci , akademisyen ise bırakılmasın. Bildiğim bir şey bir kez daha doğrulandı, adam öldür , mermi atmak af edilir ama tweet atan toplumsal çözüm için çabalayanlar ‘’af’’ edilmez (suçlular af edilir benim bir suçum olmadığına göre af kelimesi yanlış). Benim tutukluğumun siyasi bir karar olduğunun bilincindeyim. Başaşağı gidişi hızlandıracak güçlü bir muhalefeti durdurmak için bizlere yöneldiler . Yine ve farklı tek ses, statüko için en büyük riskti. Bizleri cezaevine atarak kısa bir an için nefes almış olabilirler ama acı olan, içimi acıtan ülke, toplum hızla geriye gidiyor. Ülkeleri , bireyleri geliştiren aydındır, siyasetçidir , akademisyendir, sanatçıdır, demokrasiyi var eden demokratik değerlerdir.
Bilinçli toplum,ahlaki- politik toplumu yaratan değerler hapsediliyorsa biliyorumki o ülke hızla geriye gidiyor. Bunu hak etmiyoruz. El ele vererek kalıcı uygarlığı yakalamalıyız. Tüm ötekiler, farklı olanlar (kürdü-türkü-alevisi, sünnisi, emekçisi,yoksulu, kadını, genci farklı olanlar) iyi bilmelidirki Kürt Mehmet cezaevinde ise mutsuzsa , demokrasi adalet arıyorsa ,Türk Hasan , Alevi Haydar , Ermeni Hrant, Muhamed cezaevindedir, baskı altındadır, mutsuzdur. Tek taraflı bir demokrasi yoktur, olamaz. Bugün değilse sıra yarın sendedir . Tarih bilinci güçlü olanlar çok iyi bilirler ki, Anadolu Mezopotamyasız, Mezopotamya Anadolusuz yapamaz.Bu Halklardan birinin başına, gelen diğerininde başına gelmiştir.
3. Dünya paylaşımının yaşandığı bugünlerde yan yana durma başarılmazsa ise herkes büyük kaybeder. Ortadoguda, Anadoluda Mezopotamya’da milliyetçilik en büyük felakettir. Tam bir mozaik üçgeni olan coğrafyayı içinden çıkılmaz, yüzyılları bulacak savaş çeperine dönüştürür. İlklerin merkezidir Mezopotamya. İnsanlaşmanın, neolitiktarım devriminin, devletleşmenin, ilk tek tanrılı dinlerin, Anatanrıçası kültürünün, komünilitenin merkezidir. Kökleri çok derinde olan bir coğrafya, Zagros-Toros silsilesinde kendini yeniden küllerinden var edebilme potansiyeli, kapitalist moderniteyi rahatsız ediyor.