HERŞEY İKİ PARMAĞA BAĞLI / İbrahim Topal

Her kişinin hayatında ve her toplumun geçmişinde geleceğine yön veren dönüm noktaları olmuştur. Bu dönüm noktalarında verilecek karar , kararı veren iradenin kaderini ve geleceğini şekillendirir. Tam anlımıyla önümüzdeki 14 Mayıs seçimleri bu dönüm noktası anlamına geliyor. 14 Mayısta vereceğin karar ait olduğun toplumun geleceğinede şekil verecek.
Genelde İç Anadolu ve özelde Konya’dan Yeşil Sol Partiye gidecek olan oylar ve Milletvekili başarısı, Türk kamuoyu nezdinde
Diyarbekir, Hakkari ya da Van’dan gelecek bir başarıdan daha çok ses getirecektir. Bunun sebepleri var tabii ki. Bugüne kadar Kürt sorunu ile alakalı Devletin ve onun medyada çığırtkanlığını yapan Kürt Yeniçerilerinin elindeki argümanlar belli. Neydi bu argümanlar:
– Kürt sorunu tamamen ekonomik bir sorun olduğu.
– Kürt sorunu birkaç çabulcudan ibaret olduğu.
– Kürt sorununun Kürt toplumu dışında şekillenmiş güçler tarafından hortlatıldığı, efendim Ermeni Lobisi bilmem efendim Dış Güçlerin işi olduğu.
– Aslında Kürtlerin bir sorunu olmadığı, kardeşliğimize göz diken çekemeyenlerin olduğu.
– Falan filan işte!!!
Aynı mantık HDP ve Öncül Partilerine önceki seçimlerinde oy vermiş aile babalarını, ev hanımlarını, genç kız ve genç erkek gibi sıradan, işinde gücünde olan milyonları terörist diye damgalayacak kadar işi ileri götürdü. Ve ne yazık ki Türk kamuoyunun büyük bir kesimini bu argüman ve söylemler etkilemiştir. İşte bu noktada 14 Mayısta Yeşil Sol Partinin Konya’da olası bir Milletvekili başarısı bütün bu argüman ve söylemleri boşa çıkaracaktır.
Nasıl mı?
400 yıldan uzun bir süredir asimile edilmeye çalışılan, Kürt bölgesinden yüzlerce kilometre uzakta bulunan, İç Anadolu’da, Ankaranın hemen yanı başında, yaşadığı bölgelerdeki ticarete yön veren, ekonomik olarak gayet rahat, maddi durumu çoğunlukla yerinde olan, herhangi bir çapulcu ve lobi ile ilişkisi olmayan, dış güçlere sınırı olmayan Konya Kürdünün kararı aslında Ankara ve Türk kamuoyuna şu mesajı verecektir:
Benim denildiği gibi sorunum ekonomik değil, benim TOPLUMSAL bir sorunum var. Benim kimlik sorunum, benim hak ve hukuk sorunum, benim adalet sorunum, benim eşitlik sorunum, benim eğitim hakkı sorunum var. Benim, Ben Olamama Sorunum var.
14 Mayıs işte bahsettiğim O dönüm noktasıdır. Herşey çok basit, herşey kanuni ve yasal. Yasadışı bir eylem yapmıyorsun. İçinden slogan atacak, cebinde zafer işareti yapmanı gerektirecek korkulu bir durum yok. Sana yasalarca verilmiş en doğal hakkını Yasal bir Parti için kullanacaksın. Herşey iki parmağın arasına alacağın o mühüre bağlı. İki parmakla hiç terlemeden, yorulmadan “benim EKONOMİK değil TOPLUMSAL sorunum var” mesajını Türk kamuoyuna vermenin fırsatını iyi kullanalım.
Şimdiden “Parmaklarınıza Sağlık” diyorum!!!