İbrahim’in Ateş Çemberi / Perihan Yoğurtçu

İBRAHİM’İN ATEŞ ÇEMBERİNİ GÜLE DÖNÜŞTÜREN TAHKİKİ İMANDI

 

Allah  Kur’ân’da kıssalarla iyi ve kötüyü tasvir etmektedir. İyi ve çirkinin uygulaması neticesinde nasıl bir sonuç ile karşılaşacağımızı  Kur’an’da cennet ve cehennem tasviriyle yer veriyor Allah.

 

İbrahim as kısasında “İBRAHİM’İN ATEŞİNİ”in örnekliğine  baktığımızda, İbrahim as inandığı ilkelerini ölümü pahasına yaşamında uyguladığını hayranlık uyandıran bir mücadele görmekteyiz. İbrahim as içinde bulunduğu toplumun geleneği   putperest bir inanca sahiptiler.

 

“Babillilerin âdetlerine göre; bayram gelir gelmez, küçük-büyük, kadın-erkek, zengin-fakir fark etmeksizin bayram günü , putlara hizmet ederlerdi.. O gün İbrahim’e:

 

-Sen de gel, birlikte gidelim, dediler.

İbrahim:

-Ben rahatsızım gelemem, dedi.

 

(Kavminden olanlar), ondan, yüz çevirip gittiler.”

 

” Ant olsun Allah’a, sizler dönüp gittikten sonra, putlarınıza tuzak kuracağım.” dedi İbrahim as.

 

Allah, Kur’an”da tasvir ettiği kıssalar ile muhatabı olan biz insanlara hayatımızın merkezine alınması için  anlatmıştır.

 

İbrahim as  ateşe atılmanın sebebi  inandığı ilkeleri yaşamsallığında uygulamak istemesinden dolayıydı.

 

Bu nedenle Nemrut’un  buna hiç tahammül yoktu.  İbrahim as itaatsizliğinden dolayı yok etmek istemişti,  Nemrut düşündüklerini bir bir uygulamaya koyuldu.

 

“Nemrut, İbrahim’e:

 

-Senin İlah’ın ne yapıyor ki bende onu yapayım?” dedi.

 

“Allah’ın kendisine mülk verdiği o kimseyi görmedin mi? Ki o, İbrahim’le Rabbi konusunda mücadele ediyordu. İbrahim dediği zaman, benim Rabbim O ki, diriltir ve öldürür. (Nemrut) dedi ki: ‘Ben de diriltir ve öldürürüm.'”(BAKARA 2/258)

 

İbrahim’in ilahını taklit ederek İbrahim’i inancından vazgeçirmeye kararlıydı Nemrut. İbrahim’i  as alt edersem buradaki kalabalık benim büyük bir tanrı olduğuma inanacak ve itaatte kusur etmeyecekler algısıyla düşmanca zulüm ediyordu İbrahim as.

 

Ve Nemrut  zindandan iki kişi getirtti. Birisini öldürttü:

 

-İşte, dedi. Diriyi öldürdüm!

 

Sonra ötekisinin ellerini çözdürdü:

 

-İşte, ölüyü de dirilttim! Çünkü elleri bağlı olan öldürülecek kimseydi. Şimdi onu bağışladım, salıverdim. Böylece ona hayat verdim! dedi. Bunun üzerine İbrahim, Nemrut’a tekrar şöyle hitap etti:

 

“İbrahim dedi ki: ‘Muhakkak benim Rabbim, Güneş’i doğudan getiriyor, sen de onu batıdan getir.’ (Bunun üzerine) o Hakk’ı örten şaşırdı. Muhakkak Allah, zalim kavmi hidayete erdirmez.”

 

Nemrut sustu cevap vermedi.  İbrahim Nemrut’tan korkmuyordu. Kalabalığa döndü ve onları İslam’a davet etti. Fakat halk korkudan cevap vermedi. Nemrut İbrahim’i bir eve kapattı, elini kolunu bağladı, bekçilerini kapıya koydu, elinden geleni ardına koymuyordu ve İbrahim as bir süre bu şekilde hapis kaldı. Diktatörler nerede olursa olsun kendilerine itaat etmeyenlere zulüm ederlerdi,  bu dün de öyleydi bugün öyledir.

 

Nemrut İbrahim as öldürmeye karar verdi. Yüksek bir yerde ateşi yakacak bir çember yaptı ve halkı bu meydana toplattı.

 

Nemrut Halkın gözü önünde İbrahim as  harlanan ateşe atacaktı ki bir daha hiç kimse ona isyan etmeye kalkışmasın.  Kendince İbrahim as ve halka hadlarını bildirecekti.

 

Kalabalık toplandı,  ateş harladıkça harlanıyordu.  Nemrut “tanrı” olduğuna inanıyordu  Ve kendisine karşı en ufak aykırı bir sese tahammülü yoktu. İbrahim’e inancından vazgeçmesini söylemişti bilakis İbrahim as direndi,  yüreğini sadece bir olan Allah’a açmıştı. Allah da vahyini İbrahim’in yüreğine güç olarak ekmişti. Ve eli kolu bağlı halde İbrahim as getirildi. Sevenlerinin yüreği kan ağlarken,   bir an önce İbrahim as bu harlı ateşe atılmasını isteyenlerse  heyecanla bekliyorlardı.  Ateşin alevi İbrahim as den yanaydı alevler sıcaktı ve kimse yaklaşmıyordu.   Nemrut çaresiz kaldıkça   saldırganlaşıyordu.  Ateşin sıcağına karşı bir mancınık hazırladı İbrahim as içine konuldu ve ateşin ortasına attı. Fakat oda nedir öyle,  gözlerine inanamıyordu Nemrut.   İbrahim as yanmıyordu ve ateş güle dönüşmüştü.   Ateş yakmamıştı İbrahim’i as, kıyamamıştı. Nemrut  çiçeğe dönüşen ateşin ortasında  İbrahim as görünce çileden çıkıyordu ve yine Allah (C.C.) şöyle buyurmuştur:

 

“Onun kavmi, onunla mücadele etti. (İbrahim) dedi ki: ‘Allah, beni doğru yola iletti. Siz, O’nun hakkında, benimle mücadele mi ediyorsunuz? Ben, O’na şirk koştuğunuz şeylerden korkmuyorum. Ancak Rabbimin dilemesi müstesnadır. Benim Rabbim, ilmiyle her şeyi kuşatmıştır, düşünmüyor musunuz?'”

 

(ENAM 6/80).

Çok geçmeden koca bir güce sahip olan Nemrut’a bir sivrisinek musallat oldu. Kendini  ilah ilan eden Nemrut küçücük bir sineğe yenik düşeceğini düşünemezdi hiç. Kibir Nemrut’a yenilmezlik hissi veriyordu. O, çok büyüktü  kendince,  her şeye gücü yetendi(!…)

 

Kibir hiç bir vakit koruma kalkanı olmamıştır, hiç bir zalimi korumamıştır.  İnsan öyle acizdir ki gücünün oranı ne olursa olsun, gün gelir bir sinek musallat olur ve sineğin gücünün karşısında şaşar kalır.

 

Nemrut kocaman sarayın da bir sivrisinekten saklanıyor, saray muhafızlarıysa  sineğin peşine düşmüşler. Fakat hiç kimse tutamıyordu küçücük sivrisineği.

 

Nasıl ki karınca iyiden yana tarafını belli ettiyse ve İbrahim as yakacak ateşi söndürmek için su taşıyor idiyse.  Sivrisinek de cüssesine bakmadan Nemrut’a kafa tutuyordu.

 

Nemrut bir sineğe yenik düşecekti. Bir sinek Nemrut’u helak etmişti.

 

Bir sinek ve bir karınca iyiden yana zulme karşı tavır almışlardı. Sivrisinek Nemrut’a kafa tutup koca  diktatörü alt etmişti. Hâlbuki İbrahim as ateşe atılacağı vakit  İbrahim’in taraftarları  Nemrut’tan korkmuşlar ve sessiz kalmışlardı.

 

Karınca ve sinek  bir ümmet olup birlikte zalime karşı durdular.

 

Değil mi ki zulme karşı sessiz kalmak İslam ahlakına aykırıydı!

***

İbrahim’in as  yaşadığı tahkiki imandı.  Bu nedenle ateş çemberi gül olmuştu. Kur’an da veciz bir şekilde  tasvir edilen kıssaları, sadece ezberlerde ya da  sevap kazanmak için değil.  Zamanın her dilimin de  hayatımızın tümünde yaşamak için vahiy etmiştir Allah.  İbrahim as benzeyen tahkiki bir imanı yaşarsak, ancak etrafımızdaki ateş çemberleri güle dönüşür.

 

Rabbim akledin der.

 

Allah’  her daim  vahyini kalbe nakşeder yeniden ve ter u taze…

 

Akledip İbrahim as misali tahkiki imanı yaşamsallığımıza nakış nakış aksetmemiz nasip olsun  inşallah.

 

Selametle!..