Kürdistan Ulusal Kongresi’nin (KNK), sayın Öcalan’ın öneri, ısrar ve teşviki ile kurulduğunu herkes bilir. Kürt parlamenterlerin 1993 yılında bir darbe ile TBMM’den atılmasından sonra, Avrupa’ya gelen parlamenterlerin Öcalan’ı ziyareti ile bu işe başlandı. İlk etapta, diğer siyasi partilerin buna hazır olmaması nedeniyle Nisan 1995’te, Sürgünde Kürdistan Parlamentosu (PKDW) kuruldu. Daha fazla kuzeye yönelik olduğu için Kürtler arası birliğe yanıt veremiyordu. Bu nedenle PKDW 24 Mayıs 1999’da KNK dönüştürüldü. İlk toplantı Amsterdam’daki bir tiyatro salonunda yapıldı. Dünya, Türk ve Kürt medyası büyük bir ilgi ile takip etti.
Katılımcılar arasında çok renkli isimler vardı. Kürdistan’ın dört parçasından, diasporadan, sürgün Kürtlerinden ve dostları ile Kürdistan’ın dört parçasından ses sanatçıları katılmıştı. Saygı duruşundan ve ulusal marşın çalınmasından sonra, her parçadan bir sanatçı hünerlerini sundu. Dünyanın çeşitli yerlerinden gelen dostlar mesajlarını sundu. Öne çıkanlar arasında Katalan, İrlanda temsilcileri ile Kürt asıllı Welid Canpolat olmuştu. Yine Kürt büyüklerinden rahmetli İbrahim Ehmed ile Şeyh Husseyin İzzeddin fazla ilgi çekenler arasındaydı.
Geçen aylarda KNK 20 yılını kutladı. Evet, ulusal birliğin kurulması için harıl harıl çalışılan 20 yıl göz açıp kapanıncaya kadar çabuk geçmişti. Bir ulusun tarihi için fazla uzun değil ama insanlar için uzun sayılan bir süreç. Bu yirmi yıl içerisinde binlerce Kürt siması, aydını ve ruspisi KNK’nin kapısından girdi, bir kısmı da maalesef Kürt birliğini görmeden son yolcuklarına uğurlandı.
İki yılda bir yapılan KNK Genel Kurul toplantılarına her dönem 250-300 arasında insan katılır. Bu insanlar Kürdistan’ın dört parçasından gelenleden, ayrı uluslardan, ayrı dil ve diyalektlerden, ayrı din ve mezheplere mensup Kürtler ve dost halklar idi. İşin ilginç yanı bu güzel mozaik, o güne kadar hiç bir araya gelmemişti! Tam tersine birbirine düşman yapılmak istenmişti. Ama bu yirmi yılda, KNK’ye gelip giden renkli insanlar Kürt toplumu içinde yeni bir kültür oluşturdu. Toplantılarda herkes kendi lehçesi ile konuştu, kendi din ve mezheplerini anlatılar. Bu Kürtler ve dost halklar arası yeni bir anlayış, birbirini dinleme, saygı duyma, anlama ve tanıma kültürünü oluşturdu. Bu azımsanacak, küçük görülecek bir ilerleme değil. Orada oluşturlan tahammül kültürü Kürdistan coğrafyası üzerinde dalga dalga yayıldı ve Kürt ulusal birliği birçok alanda şaha kalktı. En azından o günden bu yana Kürtler arası savaşlar durdu! Bunda KNK’nin payı çok fazla ve hepimiz için büyük bir kazanç.
Yaratılan bu kültürün dışında KNK’nin en büyük hedefleri arasında Kürtler’in ortak bir stratejiye sahip olmaları. Yani daimi bir Kürt yürütme merkezinin oluşmasını sağlamak. Kürt halkının ortak diplomasi organını oluşturmak ve Kürtlerin en büyük ihtiyacı olan Kürdistan güvenlik güçlerini bir çatı altında toplamaktır, Bu konular üzerinde 20 yıldır çalışan KNK üyelerinin artık bunun meyvesini toplamak istediğini söylemek gerekir.
Dönem itibariyle içinde 44 siyasi parti, milyonlarca insanı temsil eden 30 yakın kültürel, dinsel ve sivil toplum örgütü ile onlarca bağımsız aydın KNK üyesidir. YNK ve Goran da gözlemci sıfatı ile aktif bir şekilde çalışmalara katılmaktadır. Dış İlişkiler, Dil ve Eğitim ile Kadın Komisyonları var. Çeşitli komiteler ile hergün, Kürtler’in hayallerini gerçekleştirecek çalışmalara imza atıyor.
Kürt ve dost halkların rüyalarını sırtlayan KNK’nin yirminci yılı hepinize kutlu olsun!
Yaziı daha önce Yeni Özgür Politika’da yayınlandı.