Bazı şahsiyetler vardır ki insan üzerinde düşünmeden, yaptıklarına saygı duymadan edemiyor; bunlardan bir tanesi de: yaşamını, beynini, kalemini Kürtçeye adayan, durmadan, yorulmadan ve gün be gün dilimize zenginlik katan Medeni Ferho’dur. Çoğu okurun tanıdığı bir sima, benim için de Kürtçe bir sözlük ve Kürt edebiyatına en büyük hizmeti sunan kalemlerden biri. Umarım bu değerli kalem hiç yorulmaz ve on yıllarca daha Kürt kültürüne katkı sunmaya devam eder. Tanımayanlar için yazayım, Ferho’nun insana bakan gözlerinin içi hep sevinç ve dostluk doludur ve yüzünden gülümseme hiç eksik olmaz. Dilimiz için kararlı bir duruş sergilerken, çok ilginç ve direnç dolu bir yaşam hikayesi de var.
1947 yılında, Kürt özgürlük mücadelesi direnişinin önemli merkezlerinden biri olan Mardin’in Mıdyat ilçesine bağlı Mizizex Köyünde dünyaya gelir. İlkokula köyünde başlar, son olarakta Amed Öğretmen Okulunu bitirir. Yedi sene öğretmen olarak çalışır, Türk Öğretmenler Birliğinin kuruculuğunu yapar ama mücadeleci kişiliği sistemin gözlerinden kaçmaz. 12 Mart 1972 öğretmenlikten atılır ve 1973 yılında Cumhuriyyet Gazetesinde gazeteci olarak çalışır. Siyasi fikirleri nedeniyle gazeteden atılır ve 1980 de hapishaneye girer; 6,5 sene hapis yattıktan sonra Avrupa’ya gelir.
Şimdiye kadar 30 kitabı yayınladı ve bunlardan 26 tanesi Kürtçe’nin Kurmaci diyalekti ile yayınlanmış. Dördü de Türkçe. 1984 yılında, hapiste ‘Masalya Ülkesi’ ni yazar. Bu kitapta, eski bir Kürt efsanesi olan ve serçe kuşunun, Sultan Süleyman zülmüne karşı yaptığı savaş ve direnişi anlatır. Hapisten çıktan sonra ‘Berxwedan Jiyane’ ismi ile kitabı Kürtçe yazar. Beni çok etkileyen kitaplardan biridir. Okurken kendi kendime: ‘Bukadar yetenekli bir yazarımızın olması büyük bir şans’ demiştim. Çünkü hayvanlar alemini yazmıştı. Bu kitabın önemli bir özelliği de, hayvanları roman kahramanı yapan sayılı dünya yazarlarından biri olmasıdır. Bildiğim kadar ile dünyada hayvanları roman kahramanı yapan dört yazar var: bunlar Rus, Amerikan, İngiliz vatandaşı ve Kürt olan Medeni Ferho.
Aydın biri olarak ülkesindeki katliamlara, zülme ve baskıya sessiz kalmayarak, bunları kaleme döker ve gerekli aydın tavrını ortaya koyar. Avrupa’da faaliyet gösteren MİT elemanları bu duruşu kırmak için ona çeşitli tekliflerde bulunur. Önce, O’na: ‘Bu siyasi işlerden vazgeç, ticaretini yap, paranı kazanmaya bak. İstersen sana nakit olarak 67 bin euro ve boş bir çek verelim; tek isteğimiz siyasetten uzak durmanızdır’ diye para ile yoldan çıkarmaya çalışırlar. Bu tutmayınca tehdit etmeye başlarlar. Tehditlerine kulak asmayınca ve önerileri kabul etmedikten 15 gün sonra yaşlı anne ve babasını köyde öldürürler. Hatırladığım kadarı ile 2006 yılında 72 yaşının üzerinde olan anne ve babasını bir geçe vahşice infaz ederler.
Bütün baskılara rağmen Ferho’nun kaleminin mürekebi kurumaz ve tam aksine bir şelaleye dönüşerek 30 kitap yazar. Bunlardan bazıları: Dora Bacine Bi Dar ê, Çîroka Me, Destegul, Gêlîyê Girî, Ocalan a Mektuplar, Rojnivîsên Girtîgehe, Romana Kobanê, Cîhana Zimanê Kurdî, Medya, Ziman û Civak, Masalya Ulkesî, Zîlan Agir, Stranên Jîyanê, Marê di Tur de, Xewnên Pînekirî, Rewşa Romana Kurdî, Hades Îş Başinda, Rojbaş Heval Qendîl, 3 Gul, Lebşerîna Ezda, Zîlan, Çîroka Me ve Berxwedan Jiyane olarak sıralanır. Bunun yanında onlarca gazete ve dergiye yazılar yazdı ve Kürt televizyon ve radyolarında çalıştı/çalışıyor.
Yaşamını Kürt kültür mücadelesine ve diline adayan bu insana gerekli olan kıymeti veriyormuyuz? Evet demek isterdim ama maalesef değil. Yabancı bir isim taşımış olsaydı belki başımızın üzerinden indirmezdik ama bizden biri olunca es geçeriz. Kürt yazar ve düşünce adamları şansız bir dönem geçiriyor ve hemen hemen hepsinin durumu aynı. Bazen ’Kürtçe Nobel Ödülü’ olsaydı vereceğim kişilerden biride Medeni Ferho olacaktı; diye düşünürüm. Çünkü yazdığı kitaplar birer dil hazinesi ve bu da hertürlü tehlike ile karşı karşıya olan dilimize en büyük katkıdır. Her hebî mamostê Medenî Ferho! Kaleminin mürekebi hiç ama hiç kurumasın ve üretkenliğin devam etsin. Pratikte olmayan ama gönlümdeki Kürt Edebiyat Nobel Ödülünü size taktim ediyorum!
Yazı daha önce Yeni Özgür Politika’da yayınlandı.