Orta Anadolu Kürtleri’nde din / Şoreş Reşî

Bilindiği üzere, İç Anadolu Kürtleri’nin yaşadığı bölge bugün dindarlığı ile tanınır. Bu yönüyle ençok tanınan şehri Konya, dini ve ırkçı partilerin karargahı durumundadır. Sosyal demokrat olduğunu söyleyen CHP bile zar zor bir iki milletvekili çıkarırken diğer 20 parlamenter dinci ve milliyetçi partilere gider. Konya sosyal yapısı itibari ile ilginç bir şehir, insan tipi: genelde elinde tespihi olan, sakallı, dini takkeli ve bol şalvar giyen tipik dindar profillidir. Ama Türkiye’de en fazla içki tüketen ve aynı zamanda gece eğlencelerinde tepside kadın oynatan bir toplumdur. Çevresindeki Çorum, Yozgat, Sivas, Kayseri ve Kütahya şehirlerindeki parelel zihniyet ile bölgede yaşayanlar üzerinde büyük bir baskı oluşturmayı başarmışlardır.

İşte iki milyona yakın nüfusları ile Orta Anadolu Kürtleri böyle baskıcı bir bölgede yaşamaktadır. Tarihsel olarak sahip oldukları özgürlükçü ve eşitlikçi geleneklerini bölgenin inanç baskısı ile çoğu zaman gizlemek zorunda kalmışlardır. Oruç ayında herkes oruç tutuyor rolü oynar mesela. Özellikle de eski dinlerinin verdiği eşitlikçi yapı nedeniyle kadın erkek eşitliği hep var oldu, kadınlar erkek kadar özgürdü. Bunu Fransız gezgini George Perrote, 1861 yıllarda yazdığı anılarında görmek mümkün: “Kürt kadını, Türk kadınına göre daha özgürdür. Kocası evde olmadığı halde misafir kabul edebiliyor, yüzünü örtme gereği duymuyor, saklanmıyor ve oturup seninle sohbet edebiliyor. Ama bunu Türk kadınlarında göremesiniz” der. Bu serbestliğin en önemli nedeni, bu toplumun sonradan Müslüman olmasıdır ki bunun tarihi 300-400 yılı ancak bulur.

Bugün, buradaki Kürtlerin yüzde 15-20’si katı Müslüman ve kesinlikle eskiden Müslüman olmadıklarını veya başka bir dine inandıklarını kabul etmezler. Bunu sorarsan sana şiddetli tepki verebilir. Diğer yüzdelerde Müslüman rolü oynar ama derine inildiğinde bunun yüzeysel bir Müslümanlık olduğu görülür. Peki bu insanların eski dinleri neydi?

İyi bir gözlemci, Orta Anadolu’da yaşayan Kürtler arasında Zerdüştlüğün, Qizilbaşlığın ve Êzîdîliğin izlerini rahatlıkla görebilir. Bunlar zamanla kaybolmakla beraber, 30-40 yıl önce daha belirgindi. Örneğin: Sivas Kürtleri arasında hala güneşe dönerek ibadet eden insanları bulmak mümkündü. Konya, Ankara, Eskişehir köylerinde, evlerin giriş kapısının üzerinde güneş sembolü ile evlerin dış kısmına boya ve badana ile benzeri şekillerin çizildiğini görebilirdiniz. Yaşlıların anlattıklarına göre: ‘Gelinler ilk ateşlerini söndürmezler’miş. Bunun dışında insanlar yeminlerini güneş ve ateş üzerine eder ve hala devam ediyor: ’Bu güneş veya bu ateş üzerine yemin ederim!’ Birçok pratik davranışta da bunu görmek mümkündü; örneğin: ‘Güneşe karşı işemek günahtır!’ bunu yapan çocuklar, büyükler tarafından cezalandırılırdı. Yılan ve onun postuna ayrıcalıklı bir yer verilirdi, gibi… Elbette bütün bu pratiklerin bir kaynağı, nedeni vardı ve kendiliğinden oluşmadı. Ki bu da onların eski inanç sisteminden, Mazdaizm’den ve Ahura Mazda’nın ruhu olarak kabul edilen ateşten geriye kalan pratiklerdir.

Yukarıda saydıklarım dışında, Osmanlı devletinin de bu Kürtler üzerine yayınladığı onlarca ferman var; bu fermanlarda açıkça bu Kürtlerin Qizilbaş/Alevi veya Şia oldukları görülür. Bu fermanlardan bazılarının özeti şöyle: “Yıl 1568, Yozgat Beyine! Cuma namazı kılmak istemeyenleri Kızılırmak Nehrinde gizlice boğun! II Selim.” Bir diğeri de şöyle: “Merzifon ve Amasya Kadılarına! Şehrinizde Qizilbaş liderleri var ve halkı cem’lere teşvik ediyorlarmış. Münasip cezalar verin! 1570.” Son olarak da şu örneği verirsek yeterince aydınlatıcı olur: “Malatya Beyine! İzol, Reşi (bugün çoğu O. Anadolu’da), Şeyh Huseyin, Bezki, Çakal, Kawi/Kömür, … aşiretler Şah İsmail adına kurban göndermişler ve kölelik etmişler. Bunlar Rafızi ve cezalarını verin! 1578 üçüncü Murat.”

Bu görüşümüzü destekleyen bir diğer noktada şudur: Orta Anadolu’da yerleşik olan Kürtler bugün sünni (Hanefi ve Şafi) müslüman. Aynı aşiretlerin Adıyaman, Malatya, Maraş ve Antep civarında yaşanları Alevi/Qizilbaş, bir kısmı müslüman. Rusya da yaşayanlar Êzîdî ve İran Horasan’ında yaşayanlar Şia. Bütün bunlar gösteriyorki bugün Müslüman olanlar sonradan Müslümanlığa geçmiştir veya geçmek zorunda kalmıştır.